Bir Öğretmen, Bir Toplumun Çevre Bilincini Değiştirir
Bugün iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve su güvencesi sorunları yalnızca çevrecilerin değil, tüm toplumun ortak gündemidir. Bu çok boyutlu sorunların çözümünde ise en kritik sorumluluk, geleceği şekillendiren öğretmenlere düşmektedir. Çünkü çevre eğitimi, yalnızca bilgi aktarmaktan ibaret değildir; asıl mesele, kalıcı davranışlar inşa edebilmektir.
Son yıllarda fedakârlıkları daha da görünür hâle gelen öğretmenlerimiz, uzun süredir çevre eğitiminin sessiz kahramanlarıdır. Onlar, öğrencilerine doğayı sevdirmekte, çevre bilincini sabırla ve kararlılıkla aşılamaktadır. Bu emek, hiçbir ölçüyle tam anlamıyla karşılanamaz.

Öğretmenler, çevre bilincini öğrencilerine yalnızca ders anlatımıyla değil, günlük yaşamlarında sergiledikleri tutum ve davranışlarla kazandırır. UNESCO/UNEP/IUCN değerlendirmelerinde de vurgulandığı üzere, formal eğitimde öğretmenler çevre eğitiminin merkezindedir; ancak bu merkezî rol, yalnızca sınıf içi anlatımla sınırlı değildir.
Öğretmenler, geri dönüşüm yapan, enerji tasarrufuna dikkat eden, doğaya saygılı davranışlarıyla öğrencilerine örnek olmalıdır.
Eğitimli ya da eğitimsiz herkes için geçerli olan bir gerçek var: Arabasından çevreye kirletici şeyler atmayan birey, en güçlü çevre mesajını davranışıyla verir.
Çevre eğitimi “söylemek” değil, “yaşamak”la anlam kazanır. Öğretmenler kendi yaşamlarında çevre dostu tutumları sergiledikçe öğrenciler de aynı yolu izler. Böylece bireysel değişim toplumsal dönüşüme dönüşür.
Formal eğitimde öğretmenlerin çevre bilinci davranışları, öğrenciler aracılığıyla ailelere ve topluma yayılır. Doğa kampları, geri dönüşüm projeleri ve enerji tasarrufu çalışmaları bu sürecin somut örnekleridir.
Öğretmenlerin öncülüğüyle çevre eğitimi sınıfın dışına taşar, toplumun ortak kültürü haline gelir.
Çevresel sorunlar artık geleceğin değil, bugünün meselesidir. Her birey kendi yaşamında çevre bilinciyle hareket ettiğinde, sorunların büyük kısmı kendiliğinden çözülür. Öğretmenler bu zincirin ilk halkasıdır; onların davranışları öğrenciler için yol gösterici, toplum için dönüştürücüdür.
Sonuç olarak çevre eğitimi, anlatılan bilgilerle değil; sergilenen davranışlarla hayat bulur. Öğretmenler rol model oldukça, çevre bilinci sınıflardan topluma yayılır ve sürdürülebilir gelecek bir ideal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşür.
Unutmayalım ki Peygamber Efendimiz’in “Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz” hadisi, çevre bilincinin yalnızca bilgiyle değil; davranışla ve örnek olmakla anlam kazandığını hatırlatır. Öğretmenler ve bireyler bu sorumluluğu üstlendiğinde, sürdürülebilir bir gelecek kendiliğinden inşa edilir.
Kaynaklar
Environmental Education, Information and Awareness – Chapter Fifteen (UNESCO / UNEP / IUCN)
Prof. Dr. Hamdi TEMEL
www.hamditemel.com.tr