Bülent ERTEKİN

Tarih: 03.12.2025 20:08

ENGELLİ GÜNÜ İMİŞ (!)

Facebook Twitter Linked-in

ENGELLİ GÜNÜ İMİŞ (!)

3 Aralık (Dünya Engelliler Günü), Birleşmiş Milletler tarafından 1992’den bu yana desteklenen bir gündür ve küresel çapta farkındalık oluşturulmaktadır.

3 Aralık Engelliler Günü’nün amacı; engelli bireylerin toplumsal farkındalığını artırmak, haklarını savunmak ve toplumsal eşitliği teşvik etmektir. 2007 yılına kadar “Uluslararası Engelliler Günü” olarak anılan bu gün, o tarihten sonra her yıl farklı bir tema ile farkındalık çalışmalarıyla anılmaktadır.

Yani koca bir yıl içerisinde sadece ve sadece bir gün…
Kime yapılıyor?
Engelli bireylere.
Niçin yapılıyor?
Farkındalık oluşturmakmış. Yani diyorlar ki: “Bak sağında, solunda, önünde ve arkanda eli ayağı tutmayan, gözü görmeyen, yürüyemeyen, konuşamayan vs. bireyler var. Biraz dikkat et.”

Sağ olsun devletimiz, yıllardır unutulan, yok sayılan bu bireyleri elinden geldiğince “Sen de toplumun bir parçasısın, uzakta kıyıda köşede duramazsın.” diyerek gerekli düzenlemeler ve kanunlar çıkararak hem engellinin hem de ona bakan bireylerin hayatını kolaylaştırıyor. Allah razı olsun.

Lâkin beyler…
Bunu sadece bizim için, yani engelli bireyler için yapmayın; zira her engelli birey devletin kendisine verdiği birçok hakkı biliyor ve elinden geldiğince bunlardan faydalanıyor.

Asıl bilgilendirilmesi ve farkındalık oluşturulması gerekenler; koca koca adamlar, sakalı ağarmış amcalar, abiler ve dedelerdir.

Fark oluşturmak mı istiyorsunuz?
O hâlde, o gün geldiğinde (yani dün), çıkarın polis okulundaki genç polis adaylarını; gönderin şehrin ana arterlerine, hastanelerine, AVM’lerine… Engelli bireylerin araçlarını park etmesi için ayrılmış kocaman “ENGELLİ PARK YERİ” yazan alanlara park eden koca danaların (!) plakalarını kontrol etsinler. Kaç tanesinin gerçekten engelli olduğunu görsünler. Bilerek girip park ettikleri o yerlerden araçlarının çekici ile çekildiğini, üstüne üstlük park cezası ve çekici ücreti ödediklerini göstertin; işte fark o zaman oluşur.

Fark mı oluşturmak istiyorsunuz?
O hâlde o gün, görme engelli kardeşlerimiz için yapılan sarı şeritli güzergâhlara aracını park eden veya masa, sandalye koyarak geçişi engelleyen koca koca danalara (!) hem para cezası hem de on beş gün trafikten men cezası verin.

Veya öncelik sırası 65 yaş ve üzeri ile engelli bireylere verilmiş olan hakkı çakallık yaparak gasp eden, en öne geçmeye çalışan; utanmadan bir de yüksek sesle homurdanan buzağıya (!) herhangi bir fizik tedavi ünitesinde tedavi gören bir hastanın on beş günlük bakımını verin.

Daha sayayım mı?
Yoo…
Saymayacağım.

Asıl farkındalık işte bu!

Görüp de görmezden gelen danaların (!) burunlarını ancak ve ancak sürtme ve canını acıtıcı cezalarla farkındalık oluşturabilirsiniz. Aksi takdirde “Amca, burası engelliler için ayrılmış bir park yeri.” dediğinizde sizi duymazdan gelen yetmişlik dedenin ancak ve ancak kokuşunu görürsünüz. Zira gördüğünüz amca (!) sağlıklı fakat görmeyen, akıl edemeyen; zihni var ama düşünmeyen, zihinsel engelli (!) bir bireydir.

Uğraşmayın…
Konuşmayın…
Sadece…
Sadece dua edin:
“Rabb’im, seni bir gün görmediğin, duymadığın, anlamadığın bir durum ile imtihan etsin!” deyin.
Zira duaları duyan ve cevap veren yalnız ve yalnız O’dur.

Dün Engelliler Günü imiş.
Sahi, farkındalığı fark ettiniz mi?
Ben dün sabah, Sultanbeyli Devlet Hastanesi’nde; sağında beş, solunda beş engelli birey için ayrılmış park yerinde o bahsettiğim koca koca danaların (!) arabalarını görünce fark ettim (!)
Gönlü ve yüreği engelsiz olan , kalbi iman ve inançla dolu tüm engelli kardeşlerimin Dünya Engelliler gününü kutlarım.

Teşekkürler.
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —