MİSAFİR KALEM

Tarih: 26.07.2025 14:49

SAVAŞLARLA GEÇEN BİR ÖMÜR: TOKTAMIŞ HAN

Facebook Twitter Linked-in

SAVAŞLARLA GEÇEN BİR ÖMÜR: TOKTAMIŞ HAN

Uğur Utkan

Hem Altın Orda hem de Orta Çağ dünya tarihinde bıraktığı derin izlerle hafızalara kazınan Toktamış Han, XIV-XV. yüzyılın çalkantılı yıllarında tarih sahnesine çıkan kudretli bir hükümdardır. Altın Orda Devleti'nin Fetret Devri’ni yaşadığı en zorlu dönemlerinde tahta çıkan Toktamış Han, on sekiz yıllık iktidarı boyunca devleti yeniden ayağa kaldırmayı başarmış, imparatorluğa eski ihtişamını bir nebze olsun geri kazandırmıştır.

Bu döneme damgasını vuran en önemli olaylardan biri, hiç şüphesiz Toktamış ile Timur arasında geçen kanlı ve sarsıcı mücadeledir.

1357 yılında Altın Orda'da başlayan Fetret Devri'nin ardından, 1358’de Doğu Deşt-i Kıpçak'ta Tuka Timur soyunun iktidara geldiği görülür. Urus Han, doğu kanadını hâkimiyeti altına aldıktan sonra, Altın Orda topraklarını birleştirmek adına yerel beylerden destek ister. Ancak bu çağrı, Mangışlak hâkimi Toktamış Han’ın babası Tuy-Hoca Oğlan tarafından reddedilince Urus Han tarafından katledilir. Bu hadise, Toktamış’ın amcası Urus Han’dan kaçarak Timur’a sığınmasına neden olur.

1376 yılında sahneye çıkan Toktamış Han, Timur’un desteğiyle 1379’da Doğu Deşt-i Kıpçak tahtına oturur. 1380 yılında II. Kalka Savaşı’nda Mamay Mirza’yı mağlup ederek Altın Orda’nın doğu ve batı kanatlarını tek çatı altında birleştirir. Böylece, Toktamış Han’ın 1379-1397 yıllarındaki hâkimiyetinde Altın Orda Devleti son defa zirve dönemini yaşar. Ne var ki, Timur’a karşı açtığı savaş hem kendisi hem de devleti için büyük bir yıkıma dönüşür. Bir yandan devleti toparlayan, diğer yandan ise onu tekrar fetret sürecine sokan da yine Toktamış Han’ın ta kendisidir.

Siyasi birliği sağladıktan sonra yüzünü kuzeye çeviren Toktamış Han, 1382 yılının Ağustos ayında Rus topraklarına yönelerek Moskova’yı kuşattı. Başta bazı knezliklerin desteğini alsa da başarı sağlayamayınca hileye başvurarak, kuşatmayı para karşılığında kaldıracağı sözünü verdi. Ancak bu sözüne sadık kalmadı. Kapılar açılınca şehri yerle bir etti. Moskova’da yaklaşık 24.000 kişinin öldürüldüğü rivayet edilir.

Bu seferin ardından büyük ganimetlerle dönen Toktamış, 1383’te Timur’un hâkimiyetinde olan Harezm’e girerek kendi adına para bastırdı. Tebriz üzerine yürüdü, fakat direnişle karşılaşınca barış teklif eder gibi yaparak şehre girdi ve yağmaladı. Alimlerini başkent Saray’a gönderdi.

1387 yılında Keş’i yağmalayan Toktamış, ertesi yıl Sabran’ı kuşattı ve Timur’un oğlu Ömer Şeyh Mirza’yı Otrar civarında mağlup etti. Buhara’ya girmek istediyse de bunda başarılı olamadı.

1391 yılı Haziran ayında, Timur ile ilk büyük savaş olan Kunduzca Muharebesi yaşandı. Toktamış Han bu savaşı kaybetse de Deşt-i Kıpçak üzerindeki hâkimiyetini sürdürebildi. Ancak 15 Nisan 1395’te Terek Irmağı boyunda yapılan ikinci savaşta da Timur’a yenilince, Altın Orda toprakları perişan oldu. Timur, Toktamış’ı takip ederek Ükek’e, oradan Moskova’ya kadar ilerledi ve şehirleri yağmaladı. Bu süreç, Altın Orda Devleti'nin çöküşünün önünü açtı.

Timur’un çekilmesinin ardından Toktamış, 1396 yılında Kefe’ye hâkim olduysa da Emîr Edigey’in desteğini alan Timur Kutluk’a mağlup oldu. Litvanya Prensi Vitovt’a sığındı. Ancak 12 Ağustos 1399’da Edigey, Vitovt ve Toktamış’ın birleşik ordusunu bozguna uğrattı.

1405 yılına kadar süren kaçak hayatı boyunca Edigey Mirza tarafından sürekli takip edilen Toktamış Han, Timur ile arasını düzeltmeye çalıştıysa da Timur’un ani ölümü bu çabaların sonuçsuz kalmasına neden oldu. Sonunda Karaton Irmağı kıyısında, takipçilerinden kaçarken atıyla birlikte uçuruma yuvarlanarak öldü.

Ölümünden sonra oğulları, Altın Orda Hanlığı’nın mirası için mücadeleye girişti. Bunlar arasında Celâleddin, Cabbar Berdi, Kerim Berdi ve Kebek öne çıkarken, bir diğer oğlu Kadir Berdi 1419 yılında hayatını kaybetti.

Toktamış Han, mücadeleci ve azimli karakteriyle öne çıkan bir liderdi. Ancak bu azim, onu Timur gibi kudretli bir rakiple karşı karşıya getirmiş; sonunda devletiyle birlikte onu da tarihin karanlık sayfalarına sürüklemiştir. Onun Edigey ile olan mücadelesi ise Nogay, Başkırt, Kazak, Özbek ve Karakalpak halkları arasında destanlara konu olmuştur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —