Siyaset ve İnsanın Asli Vazifesi
Siyaset bilimi, yönetim bilimidir.
İslâm ise evrensel bir dindir. “İslâm” kelimesi; barış, huzur, mutluluk, kardeşlik, uhuvvet, dayanışma ve yardımlaşma anlamına gelmektedir.
İslâm’ın özü; Allah’a ibadet etmek ve namazdır.
İnsanlar, birbirlerine eşit ve kardeşlik eder biçimde, günde beş defa Allah’ın huzurunda durup dua ve secde ederek Allah’a itaat ettiklerini bütün canlılara ve yaratılmışlara fiilen gösterip ispat etmiş olurlar.
Zengine de fakire de beş vakit namaz farz kılınmıştır.
Dinin direği olan namaz konusunda çok sayıda hadis-i şerif bulunmaktadır.
Kur’an’da:
“Ve mâ halaktü’l cinne ve’l inse illâ li ya‘budûn.”
(Ayette mealen: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”)
buyurulmaktadır.
İslâm’ı bu şekilde, yani Kur’an ve hadislerle anlamak gerekir.
Siyaset ise İslâm’ın en fazla yüzde onluk kısmını kapsar. Zira İslâm’ın yönetim konusundaki hükümleri sınırlıdır.
İslâm’da siyasetin en önemli yanı; adalet hükümleri ve merhamet ile yöneticilik yapma hususlarıdır.
Ne gariptir ki insanların büyük çoğunluğu yönetici olmadığı hâlde gününün neredeyse tamamını siyasetle ve maişetle geçirir; namazı ve duayı unutur.
Namaz için abdest alıp hazırlanmakta nazlanır.
Hâlbuki insana yakışan naz değil, niyazdır.
Abdestsizlik ve namazsızlık büyük bir gaflettir.
Hatta bize verdiği nimetlerle lütuf ve ihsanda bulunan Allah’a karşı bir isyan anlamı taşır.
Çünkü Kur’an’da 86 ayette doğrudan “salât”, yani namazdan bahsedilmektedir.
(Bu ayetlerin meallerini, Kur’an’daki sırasıyla bir makalede yazdım; dileyen internetten okuyabilir.)
Siyaset konusuna gelince… Mangalda kül bırakmayan insanlara bu gerçekleri hatırlatınca çok kızıyor, sinirleniyorlar.
Lâkin bu işi, hiç olmazsa benim gibi kabrin yakınına gelmiş insanların söylemesi ve hatırlatması gerekir.
Vesselâm.
Dr. Vehbi Kara