Burhan BOZGEYİK

Tarih: 27.11.2025 21:27

“Yol Varsa Budur, Bilmiyorum Başka Çıkar Yol” (11)

Facebook Twitter Linked-in

“Yol Varsa Budur, Bilmiyorum Başka Çıkar Yol” (11)

5) Karma eğitimin tesiri:

5) Karma eğitimin tesiri: Ülkemizdeki eğitim sistemi, Ana okulundan üniversitesine kadar bütünüyle Haremlik-Selamlık inancı ile uyuşmamaktadır. Lozan Antlaşmasının 41-45. Maddelerine göre, ülkemizdeki Hıristiyan ve Yahudi azınlık vatandaşlar, eğitimde de kendi inançlarına uygun davranabilirlerken, nüfusun yüzde 99’unu teşkil eden Müslüman halk maalesef bu imkândan mahrumdur.

Eğitim sistemindeki bir diğer garâbet, “Fulbright Eğitim Komisyonu”nun varlığıdır. 1949’da Amerika ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde kurulan bu komisyonun 8 üyesi vardır. 4’ü Türkiye’den, 4’ü Amerika’dan olmak üzere. Ancak, anlaşma gereğince, komisyonda bir anlaşmazlık olması durumunda Amerikan Büyükelçisi’nin oyu belirleyici olmaktadır. Bu komisyon, öyle “gelişigüzel” kurulmuş bir komisyon değildir. Ülkemizdeki eğitimin müfredatı ve eğitimin temel yapısı bu komisyon tarafından düzenlenmektedir. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, 1949’da imzalanan bir anlaşma için; “Türk eğitim sistemini Amerika’ya teslim eden anlaşma” demektedir.

Ülkemizdeki Eğitim sistemi için çok şey söylenebilir. Ancak, net olan husus şudur: Müslüman halkın çocukları için Haremlik-Selamlık uygulaması hiç nazar-ı dikkate alınmamaktadır. Öylesine ki, sözde İslâm’ın esaslarını iyi bilmesi gereken İlahiyat Fakültelerinin bazılarında mezuniyet günlerinde kız-erkek karışık koro ile şarkı bile söylenmekte, folklor ekibi sahne almaktadır.

Ana okulundan itibaren kız ve erkek talebeler yan yana oturtulmakta, zamanla gayr-ı ahlakî tavırlara göz yumulmakta, karşı cinslerin yakınlaşmasına çanak tutulmaktadır. İslam ahlakına bütünüyle ters bu uygulamanın acı meyvelerinden herkes şikayetçidir.

6- Siyasîlerin, sanatçıların, meşhur simaların tesiri: Ülkemizde Haremlik-Selamlık esasının ciddi mânâda zedelenmesinin ve yara almasının bir diğer müsebbipleri de, siyâsîler başta olmak üzere meşhurların yaşayışlarıdır. Haremlik-Selamlık esasına dikkat etmeyen, hatta ehemmiyet vermeyen meşhurların o yaşayışları insanlarımızı büyük ölçüde etkilemektedir. Mitinglerin kadın-erkek karışık vaziyette tâkip edilişi, siyâsîlerin nâmahremlerle tokalaşmaları, san’atçıların ve meşhur şahsiyetlerin de nâmahremle tokalaşmaları, hatta öpüşmeleri, insanlarımıza tesir etmektedir.

7- Medyanın tesiri: Ülkemizdeki medyanın büyük ekseriyeti, maalesef İslâmî hassâsiyetten uzaktır. Bu meyanda Haremlik-Selamlık esasına da hiç mi hiç dikkat edilmemektedir. Avrupâî tarzdaki “karmakarışık yaşayış tarzı” ballandırılarak anlatılmakta, âdeta özendirilmektedir. Bazı gazeteler ve dergiler çıplak kadın resmi basmayı temel prensip edinmişlerdir. İşin tuhafı, bunlara hiçbir merciin dur demeyişidir. Gerçekte bu yayınlar ruhları derinden yaralamaktadır.

8- Sosyal medyanın tesiri: Haremlik-Selamlık esasını zedeleyen bir diğer unsur da Sosyal Medya’dır. Müslüman halk, maalesef sosyal medyadan mahremlerinin resimlerini paylaşmaktadır. Öte yandan bayanlar, profil resmini ve ayrıca günlük yaşayışlarını paylaşmaktadırlar. Kendilerini o vaziyette yalnızca mahremleri görebilirken, milyonlarca insan görebilmektedir. Görmek bir yana o resimleri nâmahrem insanların telefonlarında kopyalanmış haliyle yer alabilmektedir. Bu da içler acısı ve ağlanacak bir durumdur.

Eskiden bir memlekette bir kötülük olduğunda onu sınırlı sayıda kişiler öğrenebilirdi. Şimdi ise kötülükler sosyal medyada faş edilmekte rezaleti herkes duymakta ve görmektedir.

İnternetin icadından sonra gözlere hitap eden tahribat korkunç hale gelmiştir. Artık iğrençlikler, pislikler, müstehcen ve porno görüntülere ulaşmak çok kolaylaşmıştır. Bu durum, haremlik- selam tatbikatının tahribatında âdeta atom bombası tesiri yapmıştır.

9- Televizyondaki programlar: Kadınların ve erkeklerin sergiledikleri rezaletler ve rezilce yaşayışlar bu programlarda ele alınmakta, “batılı tasvir sâfi zihinleri idlal eder (dalâlete düşürür)” sözünde olduğu gibi bile bile çirkeflikler belli bir yerde iken, milyonlarca insanın beynine çakılmakta, sözde pisliklere karşıymış tavırlarıyla o pislikler yuvaları en mahrem odalarına ve zihinler sıvanmaktadır. Bu iğrençlikler haremlik-selamlık uygulamasını dinamitleyen etkenlerin başında gelmektedir.

9- Düğünlerin tesiri: Ülkemizdeki düğünlerde, maalesef Haremlik-Selamlık esasına hiç mi hiç dikkat edilmemektedir. Türk, Kürt ve Arap kardeşlerimiz başta olmak üzere, normal hayatta Haremlik-Selamlık esasına riâyet edenler bile sıra düğüne gelince bu hassasiyetini kaybetmektedirler. Halayda kadın, erkek karışık oyun oynanmakta, diğer insanlar da bu oynayanları seyretmektedir. Bu âdet, İslâm öncesi geleneklerin günümüzde hortlamış şeklidir. Müslümanın, bütün cahiliye âdetlerini reddetmesi gerekirken, sıra düğüne geldi mi bu cahiliye âdetini uygulaması yürek paralayıcı bir hâdisedir. Öte yandan düğünlerde Haremlik-Selamlık esasına dikkat edenler de mevcuttur. Düğünlerin camilerde yapılması ve ayrıca kadın ve erkeklerin ayrı salonlarda ağırlandıkları düğünler takdire şâyandır. Bazı şehirlerde Haremlik-Selamlık esasına uygun düğün salonları mevcuttur. Bu gibi salonların yaygınlaşmasını, belediyelerin bu tarz salonlar yapmasını temenni etmekteyiz. Zira bu, hafife alınacak bir konu değildir. Doğrudan inancımızı ilgilendiren bir meseledir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —